İsrail bir yandan Gazze’yi acımasızca bombalarken diğer yandan Kudüs ve Batı Şeria’da da Filistinlilere zulmediyor. 7 Ekim’den bu yana baskıların iyice arttığı bölgede insanlar, zorla evlerinden ediliyor, gözaltına alınıyor ya da öldürülüyor. Son olarak Doğu Kudüs’e çok yakın, Batı Şeria’nın Biddu bölgesindeki Beyt İcza Mahallesi’nde yaşayan Garip ailesi, İsrail askerlerinin akıl almaz tehditlerine maruz kaldı.
6 kişilik Garip ailesinin yaşadığı mahalle, 1979’dan bu yana Yahudi işgalciler sistematik biçimde gasp edildi. Mahallede kalan tek Filistinli Garip ailesi, taciz ve tehditlere rağmen buradan ayrılmayı, evlerinin çalınmasını reddediyor. Her yanı kameralarla döşenen evin etrafı 3-4 metrelik demir tellerle sarılmış. Eve girmek isteyenler de Yahudi askerlerinin iznini almak zorunda. Yıllardır çocukları da dahil her türlü gözaltı, ceza, hakaret ve tehdide maruz kalan ve buna rağmen evinden çıkmayan Saadat Garip ile ailesi şimdilerde daha büyük bir tehditle karşı karşıya. İsrail askerleri bu kez ailenin elektrik ve suyunu kesti. 7 Ekim’in intikamını almak istediklerini söyleyen askerler, Garip ailesinin bir an önce evlerinden çıkmasını istedi. Böylelikle o evin de çalınarak Yahudi yerleşimlere katılması hedefleniyor. Ancak evin reisi Saadat Garip, aile yadigarı evinden bir saniye olsun ayrılmıyor. “Evin birkaç metre ötesine gidersem eşim ve çocuklarıma baskın yapacaklar. Evden atacaklar. Bu yüzden 7/24 buradayım. Ölsem de terk etmem” dedi.
Yıllardır bir açık hava hapishanesine mahkum edilen Garip ailesi tam 7 kez yıkım kararıyla karşılaştı ancak hepsine karşı direndi. “1979’dan bu yana bazen silahla, gaz bombasıyla, bazen molotof kokteyli ve taşla üzerimize baskı yapıyorlar ama biz kararlıyız” diyen Saadat Garip, “Evimizi onlara bırakmayacağız. Ne zaman Filistin topraklarında bir olay yaşansa Yahudi işgalciler ve askerler bizim evimize saldırıyor. ‘Araplara ölüm’ gibi ırkçı sloganlar atıyorlar. Erkek kardeşlerim ve annem defalarca tutuklandı, kız kardeşim yaralandı. Onlar da artık evime gelemiyor. İşgal güçleri o anki ruh hallerine göre kapıyı ya açıyor ya açmıyor. Şu anda ise bizi buradan sürgün etmek istiyorlar. Tıpkı Gazze halkına yaptıkları gibi” ifadelerini kullandı. En büyüğü 11 yaşında olan 4 çocuğunun kapının önüne gitmeye dahi korktuğunu anlatan Saadat Garip, “Yahudi işgalciler ve askerlerin evimi yakmalarından, yıkmalarından endişe duyuyorum. Küçük çocuklarımı okula götürmek istersem kapının dışına çıkarmak zorunda kalıyorum ve hemen geri dönüyorum” diye konuştu.
Saadat Garip, evden çıkamadığı için çalışamıyor. Her sabah etrafı demirlerle çevrili evinin bahçesinden üzgün bir şekilde dışarıya bakıyor. Eve ailenin üyesi olmayanların da girişi yasak. Elektronik kapı günde 3-4 saat kapalı kalıyor. İsrail askerlerinin izni olmadan giriş-çıkışı da yasak. Garip’in 100 dönümlük arazisinin 60 dönümüne bundan yıllar önce İsrail yönetimi el koydu. 40 dönümün bir kısmı da yine işgal güçlerince örülen utanç duvarının diğer tarafında kaldı.
İsrail, Gazze’ye yönelik katliam saldırıları sırasında bölgede görev yapan gazetecilere sansür getirdi. İsrail ordusunun Askeri İstihbarat Müdürlüğüne bağlı Askeri Sansür Birimi, 2 binin üzerinde gazeteciye sansür mesajı iletti. Hükümet basın ofisi adıyla gönderilen mesajda yasakların neleri kapsadığı belirtildi. Mektupta, basın kurumlarından, çalışanlarını söz konusu mektubun içeriği konusunda bilgilendirmeleri istendi. Gazetecilerin kullandığı sosyal medya hesaplarıyla birlikte mail yoluyla atılan mesajda “İsrail ordusunun ve İsrail güvenlik güçlerinin faaliyetleriyle ilgili tüm materyalleri yayınlanmadan önce sansür birimine göndermenizi teşvik etmek istiyoruz.” ifadeleri kullanıldı. Buna göre savaş ve ordunun faaliyetleriyle ilgili tüm haber ve görseller, yayınlanmadan önce “sansür birimine” gönderilecek. Basın mensuplarının bilgisine sunulan mektupta 8 sansür maddesi şu başlıklarla yer aldı: Rehineler, operasyonel ayrıntılar, istihbarat, silah sistemleri, roket ve siber saldırılar, üst düzey yetkililerin ziyareti, güvenlik kabinesi.