Sıvı altın olarak biliniyor: Vücudu A’dan Z’ye yeniliyor

Et ve Kemik Suyu: Bağışıklık Sistemi İçin Sıvı Altın!

Çoğu mevsimsel virüsün aynı anda yayılmasıyla ortaya çıkan kombinasyon virüs vakaları artıyor. Bu durum, bağışıklık sistemini güçlü tutmanın önemini bir kez daha vurguluyor. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Gamze Çakaloğlu, bağışıklık sistemini güçlendirmenin doğru beslenme ile mümkün olduğunu belirtiyor. Özellikle sıvı olarak bilinen et ve kemik suyunun bu süreçte önemli bir destekleyici olduğunu vurguluyor.

Protein ve kolajen açısından zengin olan et ve kemik suyunun bağışıklık hücrelerinin yenilenmesine katkı sağladığını belirten Dyt. Çakaloğlu, içerdiği mineraller ve amino asitlerle vücudu besleyerek enerji verirken hastalık dönemlerinde toparlanmayı da hızlandırabileceğini ifade ediyor.

‘Kemik Suyunun Besleyici İçeriği’

Dyt. Gamze Çakaloğlu, geleneksel ve besleyici gıdaların özellikle artan viral enfeksiyonlara karşı korunmada önemli bir destek sağladığını vurguluyor. Et ve kemik suyu gibi besinlerin insan sağlığına olan faydalarını aktarıyor.

Et ve kemik suyunun, uzun süre kaynatılan kemiklerden elde edilen bir sıvı olduğunu ve yüksek miktarda kolajen, amino asitler ve mineraller içerdiğini belirten Çakaloğlu, bu besin kaynağının sağlıklı bir yaşam için önemli olduğunu ifade ediyor.

Kolajenin cilt, kemikler, kaslar ve bağ dokularının sağlıklı yapısını desteklediğini belirten Çakaloğlu, et ve kemik suyunun bağışıklık sistemini destekleyen, kas fonksiyonlarını iyileştiren değerli mineraller açısından zengin olduğunu belirtiyor. Özellikle kış aylarında artan viral enfeksiyonlara karşı vücudu güçlendirmek için bu besleyici gıdaların düzenli olarak tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.

Kilo Kontrolüne Yardımcı Oluyor

Et ve kemik suyunun hayvanların et ve kemiklerinin uzun süre kaynatılmasıyla elde edilen son derece besleyici bir et suyu olduğunu söyleyen Dyt. Gamze Çakaloğlu, bu süreçte salınan kolajen, protein ve çeşitli mikro besin maddeleri ile kemik suyunun bir besin deposuna dönüştüğünü açıklıyor.

Kolajen ve protein açısından zengin olan et ve kemik suyunun cilt, kaslar, kemikler ve bağ dokuları gibi temel yapı taşlarına güç, destek ve esneklik kazandırdığını belirten Çakaloğlu, kolajenin cildin elastikiyetini artırarak yaşlanma belirtilerini geciktirirken, kemik ve eklem sağlığını destekleyerek hareket kabiliyetini koruduğunu vurguluyor. Ayrıca, protein içeriğinin kas ve dokuları güçlendirerek bağışıklık sistemi fonksiyonlarını desteklediğini, kan basıncını düzenlediğini, kemik yoğunluğunu koruduğunu ve kilo yönetiminde etkili olduğunu belirtiyor.

Related Posts

Uzmanından kritik uyarı: Lensle yüzmeyin

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hidayet Erdöl, kontakt lensle denize veya havuza girmenin göz sağlığı açısından ciddi enfeksiyon riskleri barındırdığını vurguladı.

Uzmanı uyarıyor: Skolyoz tedavi edilmezse kalıcı sağlık problemlerine yol açabilir

Uzmanı uyarıyor: Skolyoz tedavi edilmezse kalıcı sağlık problemlerine yol açabilir

Estetik operasyonda “diş hekimi” skandalı: Bakanlık harekete geçti

Estetik operasyonda “diş hekimi” skandalı: Bakanlık harekete geçti

Yaz tatilinde yanlış zaman yönetimi akran zorbalığını tetikliyor

Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü İpek Coşkun Armağan, serbest zaman yönetimi yapamayan birçok anne baba için yaz tatilinin kadim problem haline dönüştüğünü, bu süreçte çocuklar arasında “dijital bağımlılık” ve “dijital zorbalık” kavramlarının tetiklendiğini bildirdi. Armağan, AA muhabirine, yaz tatilinde çocukların ekran bağımlılığı ya da dijital davranış bozukluklarının yakından hassasiyetle takip edilmesi gerektiğini söyledi.

Kamu hastanesinde yolsuzluk soruşturması: 6 gözaltı!

“Yasa dışı faaliyetlerle mücadelemizi tavizsiz sürdüreceğiz”

Dijital kalabalıkta hepimiz yalnızız!

Dijital iletişim araçları herkesi birbirine bağlı gibi gösterse de, gerçek ilişkiler giderek yüzeyselleşiyor. Sosyal medyanın bağ kurma vaadinin yerini “beğenilme yarışına” bıraktığını belirten Uzman Psikolog Gizem Ünveren, insanların kalabalıkta kendini yalnız hissettiğini söyledi. Sürekli ekrana odaklanmanın yüzyüze iletişimi zayıflattığını ifade eden Ünveren, yalnızlığın modern hayatın kaçınılmaz sonucu olduğuna dikkat çekti. Ünveren’e göre bu durum bilinçli ekran kullanımı, sosyal etkinlikler ve empatiyle aşılabilir.