Otizmde korkutan artış: Her 44 çocuktan 1’i risk altında!

Çocuk Nörolojisi Uzmanı Dr. Afshin Dezhakam, çocuklarda otizm görülme sıklığı hakkında bilgi verdi.

‘ERKEK ÇOCUKLARINDA OTİZM GÖRÜLME SIKLIĞI DAHA FAZLA’

CDC ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi verilerine göre, otizm teşhisi konulan çocuk sayısında 35 yılda büyük bir artış yaşandığına değinen Uzm. Dr. Afshin Dezhakam, “Özellikle erkek çocuklarında otizm görülme sıklığı kızlara göre 4 kat daha fazladır. Bu artışın, otizm farkındalığının artması ve ailelerin doktorlara daha sık başvurmasıyla ilişkilendirilmektedir. Günümüzde otizm genetiği üzerine gerçekleştirilen araştırmalar, kromozom anormalliklerinin analizi, ilişkisel çalışmalar ve genetik bağlantı analizlerinin hız kazandığı dinamik bir evreye girmiştir” ifadelerini kullandı.

‘1985’TEN BU YANA YÜZDE 50 ORANINDA ARTTI’

Uzm. Dr. Dezhakam, “Çocuklarda otizm prevalansı 1985’ten bu yana yüzde 50 oranında arttı. 1985 yılında, 2.500’de 1 oranında tespit edilen otizm spektrum bozukluğu, günümüzde her 44 çocuktan birinde görülmektedir. Veriler, 2021 yılına ait Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) istatistiklerini yansıtmaktadır” dedi.

‘OTİZMLE MÜCADELEDE AİLENİN ROLÜ ÖNEMLİDİR’

Otizm spektrum bozukluğu bulunan çocukların sosyal açıdan karşılaştıkları zorlukların, ebeveynlerin çocuklarıyla etkileşime geçmesini ve nitelikli vakit geçirmesini olumsuz yönde etkileyebildiğini ifade eden Dr. Afshin Dezhakam, “Ebeveynler, çocuklarının sosyal alanlardaki eksikliklerini giderme hususunda önemli bir çaba göstermektedir. Çocuklarıyla günün büyük bir kısmını geçiren ebeveynler, bu süre zarfında bir dizi fırsatı değerlendirme şansına sahip olmakta ve çocuklarının iletişim ve etkileşim yeteneklerinin gelişiminde önemli bir rol oynamaktadırlar.

Ailenin, otizmle mücadeledeki rolü son derece önemlidir. Çocuğa sunulan eğitim ve uygulanan yöntemlerin sürekliliğinin sağlanması, elde edilen becerilerin geliştirilmesine katkıda bulunmak, ailenin iş birliği ve özverili çabalarıyla mümkündür. Otizm konusundaki temel odak noktası, davranış ve eğitim programlarıdır. Eğitimcilerin okulda uygulamaya koyduğu programlar, aileler tarafından sokakta, toplu taşıma araçlarında, marketlerde, alışveriş merkezlerinde ve evde, yani çocuğun hayatına etki eden her alanda sürdürülebilir bir şekilde devam ettirilmelidir. Bu nedenle, otizmle ilgili olarak çocuk ve aile eğitiminin temeli büyük bir önem taşımaktadır” diye konuştu.

‘TEKRARLAYICI HAREKETLER OTİZM BELİRTİSİ OLABİLİR’

Otizm teşhisinde, psikiyatrik açıdan uluslararası ölçekte kabul edilmiş DSM kriterlerinin referans alındığının altını çizen Dr. Afshin Dezhakam, “Sosyal iletişim ve etkileşimde yetersizlik, toplumsal ve duygusal tepkilerde eksiklik, sözel olmayan iletişimdeki zayıflık, ilişkileri kurma ve sürdürme konusundaki yetersizlikler, tekrarlayıcı davranışlar, kısıtlı ilgi ve hareket biçimleri teşhiste dikkate alınır. Bu unsurlar arasında stereotipik ve tekrarlayıcı motor aktiviteler, sabitlikle ısrarlı bir tutum, rutine sıkı bir bağlılık, dar ve yoğun ilgi alanları ile, duyusal uyarımın az ya da çok seviyelerde bulunması yer almaktadır. Bu belirtilerin, gelişimin erken aşamalarında tespit edilmesi ve sosyal etkileşimlerde bozulmalara yol açma potansiyeli taşımaktadır” dedi.

‘D VİTAMİNİ YÜKSEK ÇOCUKLARDA BELİRTLİLER AZALIYOR’

Otizmli çocuklarda yapılan çalışmalarda belirgin bir vitamin eksikliği gösterilmediğini belirten Dr. Afshin Dezhakam, “Bu nedenle, multivitaminlerin otizm üzerindeki faydaları kanıtlanmamıştır. Ancak vitamin eksiklikleri söz konusu olduğunda, genel yararlarından söz edilebilir. Omega-3, özellikle balık yağında mevcut olan, sinir iletim süreçlerinde ve sinaps bölgelerinde yüksek konsantrasyona sahip bir bileşiktir.

Ayrıca inflamasyonu bastırma kapasitesine de sahiptir. Bu, otizm spektrumundaki çocuklar için kullanılabilir. Bununla birlikte, hareketlilik ve dikkat süresinin artırılması haricinde, otizmin diğer semptomları üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Araştırmalar, D vitamini düzeyi yüksek olan çocuklarda (50-75 ng/dl) otizmin temel belirtilerinin azaldığını göstermektedir” diye konuştu.

Related Posts

Uzmanından kritik uyarı: Lensle yüzmeyin

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hidayet Erdöl, kontakt lensle denize veya havuza girmenin göz sağlığı açısından ciddi enfeksiyon riskleri barındırdığını vurguladı.

Uzmanı uyarıyor: Skolyoz tedavi edilmezse kalıcı sağlık problemlerine yol açabilir

Uzmanı uyarıyor: Skolyoz tedavi edilmezse kalıcı sağlık problemlerine yol açabilir

Estetik operasyonda “diş hekimi” skandalı: Bakanlık harekete geçti

Estetik operasyonda “diş hekimi” skandalı: Bakanlık harekete geçti

Yaz tatilinde yanlış zaman yönetimi akran zorbalığını tetikliyor

Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü İpek Coşkun Armağan, serbest zaman yönetimi yapamayan birçok anne baba için yaz tatilinin kadim problem haline dönüştüğünü, bu süreçte çocuklar arasında “dijital bağımlılık” ve “dijital zorbalık” kavramlarının tetiklendiğini bildirdi. Armağan, AA muhabirine, yaz tatilinde çocukların ekran bağımlılığı ya da dijital davranış bozukluklarının yakından hassasiyetle takip edilmesi gerektiğini söyledi.

Kamu hastanesinde yolsuzluk soruşturması: 6 gözaltı!

“Yasa dışı faaliyetlerle mücadelemizi tavizsiz sürdüreceğiz”

Dijital kalabalıkta hepimiz yalnızız!

Dijital iletişim araçları herkesi birbirine bağlı gibi gösterse de, gerçek ilişkiler giderek yüzeyselleşiyor. Sosyal medyanın bağ kurma vaadinin yerini “beğenilme yarışına” bıraktığını belirten Uzman Psikolog Gizem Ünveren, insanların kalabalıkta kendini yalnız hissettiğini söyledi. Sürekli ekrana odaklanmanın yüzyüze iletişimi zayıflattığını ifade eden Ünveren, yalnızlığın modern hayatın kaçınılmaz sonucu olduğuna dikkat çekti. Ünveren’e göre bu durum bilinçli ekran kullanımı, sosyal etkinlikler ve empatiyle aşılabilir.