Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Odatv İmtiyaz Sahibi Soner Yalçın’ın 13 Haziran 2020 günü Sözcü Gazetesi’nde yayımlanan yazısında kendisinin ima edildiğini öne sürerek Soner Yalçın’dan şikayetçi oldu.
Köşe yazısında bir isim verilmediği ve elindeki medyayı silah olarak kullananlardan söz edildiği halde bu tariflerde kendisinin ima edildiğini düşünen Gökçek’in tam olarak hangi ifadeyi üzerine aldığı merak konusu…
Biz işin içinden çıkamadık…
Yazının yayımlandığı dönem Odatv’ye yönelik medyadaki saldırılara yanıt olarak Soner Yalçın’ın kaleme aldığı yazıda sahiden Melih Gökçek mi anlatılıyor?
İşte “Hırsız Dayanışması” başlıklı o yazı:
Fransız şair Comte De Lautréamont şunu dedi:
“Yeterince hırsızlık yaparsan, çaldığın paralarla seni aziz ilan edecek bir kilise satın alabilirsin.”
Son günlerde bu söz niye aklıma düştü? Bilemiyorum. Ama sürekli içimden bu sözü tekrarlarken buluyorum kendimi!
Şunu fark ettim:
Bu söz ilk, bir kara televizyonu seyrederken aklıma geldi!
Demek ki kafamda, hırsızlık yaparak televizyon kuran bir medya patronu var!
Demek ki kafamda, çaldığı paralarla edindiği medyasıyla kendini “melih/sevimli/şirin” göstermek isteyen biri var…
Kim acaba bu kaşarlanmış hırsız?
Kim bu halkın-devletin malını çalan vicdansız hırsız?
Kuşkusuz bu hırsız “aziz” olması için kendini topluma milli-muhafazakar göstermesi lazım.
Yani, arsız bir yalancı olması lazım.
Kendini övdürmesi için başkalarını kötülemesi lazım.
Yani, yalanlarıyla hakikati savunanları susturması lazım.
Hırsızlık ürünü kara televizyonunu “silah” olarak kullanıyor. Hırsızlıklarını bir bir yazan yayın organını kapattırmak, çalışanlarını hapse attırmak için büyük çaba gösteriyor. Bu baş hırsız, oğlunu bile kullanmaktan geri durmuyor!
Ve maalesef bu melih-sevimli hırsızın kandırmadıkları da yok değil. Kokuşmuş yayıncılığıyla bazen iktidarı kandırıp amacına ulaştığı görülüyor.