Türk futbolunda uzun süredir süre gelen yabancı hakem tartışmaları 24 Şubat’ta oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe derbisi öncesi ayyuka çıktı. Aydınlık gazetesi “Mandacı bir talep: Yabancı hakem” başlıklı haberinde yabancı hakem isteyen Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a karşı çıktı.
“Ekonomi kötü diye yabancı ekonomist mi ithal edelim? Kendi mandacı ekonomistlerimiz yetmiyor mu zaten?” ifadeleri kullanıldı.
Aydınlık’tan Nadir Temeloğlu’nun yazısından ilgili kısım şöyle:
“Bir süredir başlayan bir tartışma var: “Derbide yabancı hakem mi olacak?”
Bu talebi Ali Koç dillendirdi.
TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, “Bize iki kulüpten gelen böyle bir talep yok. İki kulüpten de, yani hem Fenerbahçe’den hem de Galatasaray’dan ‘Derbiyi yabancı hakemin yönetmesini talep ediyoruz, bu konuda gereğinin yapılmasını istiyoruz’ diye bir talep gelirse, Türkiye Futbol Federasyonu olarak oturup, bu talebi enine boyuna değerlendiririz.” dedi.
Hürriyet yazarı Mehmet Arslan, “Derbiyi yabancı hakemin yönetme ihtimali %51!” diyor. Sabah yazarı Murat Özbostan, “Adı geçen yabancı hakem için en kuvvetli aday, Sloven hakem Slavko Vincic…” diye yazdı. Milliyet’ten Mustafa Anıklı, “Yabancı hakemin hukuksal boşluğu!” yazısında madde madde durumu yazdı. Görünen o ki, önümüzdeki günlerde bu konu çokça tartışılacak.
FUTBOLUN BİTİŞ DÜDÜĞÜ
Elbette sporda sıkıntılar olabilir. Ama esas futbolun bitiş düdüğü kendi ülkesine, insanına, yöneticisine, federasyonuna, hakemine, sporcusuna güven bittiği zaman çalınır.
Maalesef ekonomideki ithalatçı kafası, yeşil sahalara da yansıdı.
İyi futbolcu yetiştirmek, altyapıya yatırım yapmak yerine sporcu alıyoruz. Sadece ara transferde ligimizde yapılan Süper Lig takımları, 58 transferin 33’ünü yurt dışından oldu.
Şimdi de iyi hakem yetiştirmenin yollarını aramak yerine hakem ithalatını tartışıyoruz.
Bu iş dipsiz bir kuyu. Sonu yok.
Sağlık sistemi sorunlu diye doktor, hemşire mi ithal edelim?
Eğitim sistemi sorunlu diye, öğretmen, müdür mü ithal edelim?
Ekonomi kötü diye yabancı ekonomist mi ithal edelim? Kendi mandacı ekonomistlerimiz yetmiyor mu zaten?
Zaten çoban, buğday, angus ithal ediyoruz yetmiyor, üretim az diye çiftçi mi ithal edelim?
Cumhurbaşkanı’nı kötü bulabiliriz, başımıza yabancı birini mi oturtalım? Bu mandacılık değil de nedir? 100 yıl önce, “Biz iyi yönetemiyoruz, ABD-İngiliz mandasına girelim” demekten ne farkı var bunun?
Peki bu talebi yapan kulüp yöneticileri kötü kulüp yönetince, yarın taraftar istedi diye yabancı kişileri mi getirecekler? Kulüpleri satanlar olduğunu, satma niyetinde olduğunu zaten biliyoruz.
Bu yanlışlar birike birike futbol ve spor bu hale geldi.
İthalatçı kafası ile bir yere varamayız.
Hatasıyla sevabıyla sporcu bizim, hakem bizim yönetici bizim.
Bize “mandayı ve himayeyi reddeden” bir Sivas Kongresi kararlılığı lazım.
Önce mandacı ve ithalatçı kafasından kurtulalım.
Doğru programla, doğru sporcu, doğru yönetici, doğru insan yetiştirelim.
Sporun erdemlerine oyuncusuyla, kulübüyle, taraftarıyla hep birlikte yeniden sarılalım.
Ekonomide üretim devrimi nasıl şartsa, sporda da üretim devrimi o kadar elzem.”
Odatv.com
More Stories
Abant Gölü Karla Kaplandı
Kerimcan Durmaz hakkında tahliye kararı
Direksiyon başında kalp krizi geçirdi: 3 araca çarptı