
Bilindiği üzere Çin, geçtiğimiz günlerde batarya malzemeleri de dahil olmak üzere daha önce 12 element için geçerli olan ihracat kısıtlamalarına holmiyum, erbiyum, tulyum, evropiyum ve iterbiyum elementlerini eklemişti. Yeni düzenleme yalnızca bu metallerin değil, aynı zamanda ilgili işleme teknolojileri ve türev malzemelerin de ihracatını kapsıyor. Çin Ticaret Bakanlığı, bu adımın “ulusal güvenliği ve çıkarları korumak” amacıyla alındığını belirtse de kullanılan dil daha önce ABD’nin teknoloji ihracat kısıtlamalarına karşı alınan misilleme kararlarını anımsatıyor.
Tedarikler müttefik ülkelerde yapılıyor

Ancak nadir elementlerin önemi yalnızca yarı iletkenlerle sınırlı değil. Bu metaller, yüksek performanslı mıknatısların üretiminde kritik rol oynuyor. Dolayısıyla çip üretim tesisleri doğrudan etkilenmese bile, donanım tedarik zincirlerinde dolaylı etkiler hissedilebilir.
Özellikle sabit disk sürücülerinde kullanılan ses bobini aktüatörleri ve mil motorları, yüksek sıcaklıklarda manyetik dayanıklılığı korumak için ağır nadir element katkılarına ihtiyaç duyuyor. Çin’in ihracat sürecini yavaşlatması veya lisans vermede keyfi davranması HDD ve bileşen üreticileri üzerinde baskı yaratabilir.
Çin’in nadir toprak elementi kısıtlamaları ekranlardan lazer sistemlerine, enerjiden soğutma teknolojilerine kadar uzanıyor. Yeni kurallar ayrıca yalnızca ham madde ihracatını değil, türev ürünleri, teknik belgeleri ve “hassas” kabul edilen tüm nihai kullanım alanlarını da kapsıyor. Bu alanlar arasında yapay zeka çipleri, kuantum teknolojileri ve gelişmiş savunma donanımları da bulunuyor.
Elbette bir ürüne ihracat lisansı getirmek demek o ürünün satışını engellemek anlamına gelmiyor. Zaten Çin de lisansların verilmeye devam edileceğini söylüyor. Tabi söylemler ile gerçekleşenler arasında her zaman farklar vardır. Bu nedenle artan bürokrasi ve seçici denetim bazı kullanıcılar için tedarik zincirlerinde gecikmelerle sonuçlanabilir.